Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Çetin Aktay SEGBİS aracılığıyla katıldı. Şikayetçi Gülhan Karaderili ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.
“KEŞKE ZARAR VERMESEYDİM, ŞUURUMU KAYBETTİĞİM İÇİN OLAY YAŞANDI”
Duruşmada savunma yapan Çetin Aktay, “Gülhan’la 2019 dan beri aynı yerde çalışmaktayız. Gülhan benim çalıştığımız durakta sabit olarak çalışmaya başladı. Zamanla ilişkimiz başladı ve sonralarında kıskançlık başladı. 2022’de 4-5 ay süren bir ilişkimiz oldu. Ben bir süre sonra Söğütlüçeşme durağına geçtim Gülhan, Göztepe durağında kaldı. Gülhan’ı takip ettim ama kötü niyetli etmedim. Gülhan beni çalıştığım yere şikayet etti. Ben hiç bir şey yapmadığım halde Gülhan benden şikayetçi oldu ve uzaklaştırma kararı aldırdı. Beni temizlikçi olduğum için hor gördü. Kendi adının temizlikçiyle anılmasını istemediği için bunları yaptı. Ben namazında niyazında bir adamım. Benim sonrasında psikolojim bozuldu. Ben böyle yaşamaktansa ölmeyi düşündüm. İntihar etmeye çalıştım ama çalışma arkadaşlarım engel oldu. Benim akli dengem yerinde değildi. Göztepe durağında intihar etmeye çalıştım olmadı, durağa intihar etmeye giderken Gülhan ile yolda karşılaştım. Elimdeki bıçağı silah sandı. O sırada bir kargaşa yaşandı. Şuurumu kaybettim. Bıçağı elimin arkasına soktum görünmesin diye. Daha önce psikolojik sorunuma dair bir hastane kaydım yok. Benim akıl sağlığıma yönelik rapor talebimde yoktur. Bu olayın olmasını istemezdim. O kargaşada istemeyerek oldu. Keşke zarar vermeseydim. Şuurumu kaybettiğim için olay yaşandı, keşke yaşanmasaydı. Pişmanım” dedi. Sanık avukatı müvekkilinin akıl sağlığına yönelik rapor alınmasını talep etti.
“KENDİMİ KORUMAYI BİLMEYEN BİRİ OLSAYDIM ŞU AN ÖLÜ BİRİ OLMUŞTUM”
Savunması sırasında göz yaşlarını tutamayan Gülhan Karaderili, “Benim kabusum 2 sene önce başladı. Sanıkla aynı istasyonda çalışırken 3-4 ay iş arkadaşlığımız oldu. Bu sürede mecburi olarak vakit geçirdik. Sanık bunu işyerinde fırsata çevirerek sevgilisi olduğumu kafasında kendince kurmuş. Kendisi Söğütlüçeşme istasyonuna geçti. Sonrasında yanıma gelerek bana karşı duygularını söyledi. Ben ona abi ve bey olarak hitap ediyordum. O gün ‘ben duygularımı daha fazla gizleyemeyeceğim, sana karşı büyük duygular besliyorum’ dedi. Ben ise bunun doğru olmadığını söyleyerek iş arkadaşlığımızın da bittiğini ona söyledim. Bu olay 2022 yılında yaşandı. Daha öncesinde bana karşı duygularının farkında olsaydım ona göre davranıp engel olmaya çalışırdım. Olay sonrası sosyal medya hesaplarımdan bana tehdit mesajları attı. Bende iş yeri şeflerime bilgi vererek savcılığa bildirdim. Sonrasında sanık beni iş güzergahlarımda, evimin etrafında takip etmeye başladı. Onu tanıyarak neden geldiğini sorduğumda ailemle konuşarak konuyu kapatmak istediğini söylemişti. 2 yıl bunlar sürekli yaşandı. Beni takip ettiği sırada tanınmamak için kıyafet bile yanında taşıyordu. Sanık beni o gün öldürmek için gelmişti. Ben kalp bölgemi savunmasaydım şu an ölmüştüm. Ben toplum içine maske takarak çıkmak zorunda kaldım. Ben sırtımdan ise 10 bıçak darbesi aldım. Sanığın yüzünde maske vardı elinde bıçak vardı. Arkasına bıçağı saklayarak yolcuların arasından kendisini gizleyerek geldi. Sanıktan şikayetçiyim. Ne kadar kendimi korumaya çalışsam da, olay günü güvenlik görevlisi ya da kendimi korumayı bilmeyen biri olsaydım şu an ölü biri olmuştum” diye konuştu.
SANIĞIN TUTUKLULUK HALİ DEVAM, DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti sanık Çetin Aktay’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına yönelik Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına hükmederek duruşmayı 14 Kasım’a erteledi.
“‘BEN AKIL HASTASIYIM’, ‘BEN DELİYDİM’ DİYEREK CEZADAN KURTULMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI”
Duruşma sonrası Gülhan Karaderili ve avukatları adliye önünde basın açıklaması yaptı. Karaderili’nin avukatı Can Akşahin, “Yargılama başladı bugün. Duruşma genel anlamıyla verimli bir duruşmaydı bizim için, iyi geçtiğini söyleyebilirim. Ne yazık ki karşı taraf hem kendisi, hem avukatı kendilerinin akıl hastası olduğu, olay anında akli dengelerinin yerinde olmadığı gibi samimiyetten uzak bir iddiada bulundular. Mahkeme heyeti de bu durumu çok inandırıcı bulmadı. Cumhuriyet savcısı akıl hastalığı yönünden rapor alınmasına gerek olmadığını belirterek rapor alınmamasını talep etti. Çünkü gerçekten kendisi de takdir edersiniz ki akli dengesi yerinde olmayan birini bu kadar uzun yıl TCDD bünyesinde çalıştırmazlar. Bu bir skandaldır. Biz bunu da mahkemede beyanımızda belirttik. Lakin mahkeme usul olarak eksiksiz dosyayı bitirmesi gerektiğinden ötürü sanığın ne yazık ki Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek akli muayenesinin yapılmasına karar verdi. ‘Ben akıl hastasıyım’, ‘Ben deliydim’ diyerek cezadan kurtulmak bu kadar kolay olmamalı. Bu konuda bizim kamuoyunun desteğine ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
“6-7 SENE GİBİ ÇOK AZ ZAMANLI CEZALARLA BU KİŞİ KURTULACAKSA BEN ÖLMEYİ TERCİH EDERDİM”
Gülhan Karaderili ise, “Yaşadığım olay kolay bir olay değil. Kolay bir süreçten geçmiyorum. Psikolojik olarak da çok fazla yıprandım. Bu sürecim hala devam ediyor. Benim bu kadar belki dirayetli kalabilmemin en büyük sebeplerinden biri bana destekçi olan insanların çok fazla olmasıydı. Onun haricinde adaletin yerini bulmasını istiyorum. 3-5 sene gibi 6-7 sene gibi çok az zamanlı cezalarla bu kişi kurtulacaksa ben ölmeyi tercih ederdim. Ve sanığın akli dengesinin bozuk olduğuna dair rapor istendi. Avukatlarımın da açıkladığı gibi şahsın akli dengesinin bozuk olmadığını ve bunun gerçekten bir ölüme teşebbüs canavarca tasarlanmış his olduğunu açık açık videolarla kanıtlarımızla gösterdik. Adalet inşallah yerini bulacak inanıyorum, güveniyorum. Alabileceği en ağır cezayı almasını istiyorum. Ben iki senedir bunun mücadelesini veriyorum. Psikolojik olarak gerçekten toplum içine çıktığımda sürekli olarak tedirgin çıkıyorum. Sürekli olarak yüzümü gizleyerek, maske takarak çıkmak durumunda hissediyorum. Çünkü insanların bakışları gerçekten beni rahatsız ediyor. Rahatsız olduğumdan dolayı da bu şekilde rahat ettiğimi düşünerek çıkıyorum. Bu çok ağır bir şey ve ben her zaman yüzümle gurur duyan bir kadındım. Ciğerimden olan yaralar da hala ve henüz geçmiş durumda değil. Ağrılarını ve sancılarını hala hissediyorum. Bir an önce hem ruhen, hem bedenen, hem de akıl olarak gerçekten artık iyileşmek istiyorum. Ama bunun tek mümkün olduğu taraf benim için sanığa en ağır ceza verilerek olur” dedi.
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Çetin Aktay ile Gülhan Karaderili'nin eski arkadaş oldukları ve 1 buçuk yıldır ayrı oldukları anlatıldı. İddianamede 15 Mart günü Göztepe Marmaray tren istasyonunda bulunan Gülhan Karaderili'nin güvenlik masasında oturduğu esnada Çetin Aktay'ın maskeli şekilde geldiği ve Gülhan Karaderili'nin sırtından ve koltuk altından bıçakladığı, saldırıdan korunmak isteyen Karaderili'nin cenin pozisyonu aldığı esnada baş bölgesine isabet edecek şekilde birden çok kez bıçakla saldırıda bulunduğu kaydedildi. Göztepe Marmaray istasyonunda bulunan güvenlik görevlileri ve vatandaşlar tarafından engellenmesi nedeniyle şüphelinin öldürme eylemini gerçekleştiremediği değerlendirmesi yapıldı. Adli Tıp Kurumundan alınan doktor raporuna göre Gülhan Karaderili'nin hayati tehlike geçirecek basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve vücuttaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisi olduğu belirtildi.
PLANLAYARAK ÖLDÜRME KASTI İLE HAREKET ETTİ
İddianamede, şüphelinin olay tarihinde Gülhan Karaderili'nin Göztepe Marmaray tren istasyonunda görevli olduğunu bilmesi, yüzünü maskeyle kapatması ve eylemin gerçekleştiriliş biçimi dikkate alınarak olayın önceden planlanarak ve öldürme kastıyla gerçekleştiği değerlendirildi. Ayrıca şüphelinin yaptığı eylem itibari ile koruma kararını da ihlal ettiği kaydedildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Çetin Aktay'ın 'Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 13 yıldan 20 yıla, 'ısrarlı takip' suçundan ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.